aytekin_akkurt @ hotmail.com

Kanuni, bir sefer öncesi otağında otururken dışarıda askerlerin “Kızılelma’ya, Kızılelma’ya” diye bağırışlarını duyar. Kanuni, doğuda olsun, batıda olsun sefere çıkarken galeyana gelen askerlerin hep Kızılelma’ya diye bağırdığını, bu narayı yeniçeri kışlalarında, sipahi ocaklarında, geçit törenlerinde hatta sarayın iç bahçesinde bile duyduğunu düşünür. Aklına Kızılelma’nın neresi olduğu sorusu gelir. Binlerce defa ismini duyduğu bu memleket nerededir? Kanuni Sultan Süleyman bu soruya cevap arar. O, bu soruyu aralarında Sokulu Mehmet Paşa, Ayas Paşa, İskender Paşa gibi etrafında bulunan yöneticilere sorar ama tatmin edici bir cevap alamaz. Kazaskerler Kızılelma’nın halk tarafından uydurulmuş bir efsane olduğunu, hakikat olmadığını, bu yüzden de ne şeraitte ne de ilimde yerinin olmadığını, ancak örfte olduğunu söylerler. Kanuni bu cevaplar üzerine halkı idare eden fakat halkın istediği şeyi bilmeyen yöneticilere kızar ve kendini sorgular. Acaba kendisi Kızılelma’nın neresi olduğunu biliyor mudur? O da bu sorunun cevabını bilmemektedir ama sezmektedir. “Kızılelma, tabiatın, ilmin, irfanın ötesinde bir hakikattir.” Hikâyenin sonunda Kanuni, üç asker getirilmesini ister ve onlara Kızılelma’nın neresi olduğunu sorar. Üçünden de “Kızılelma padişahımızın bizi götüreceği yer, oranın neresi olduğunu ancak padişahımız bilir.” cevabını alan Kanuni Sultan Süleyman, “Kızılelma benim gitmek istediğim yer… Hakkın beni göndereceği yer.” sonucuna varır.

Kızılelma çok güçlü bir fetih idealinin sembolüdür.

Ergenekon Destanı’nda Kızılelma, Ergenekon’dan çıkıştır,

Oğuzlar için Kızılelma, Hazar kağanının ipek çadırının üzerinde hâkimiyetin ifadesi olarak bulunan altın topu ele geçirmektr,

Fatih Sultan Mehmet Han için İstanbun fethidir,

Ayasofya’nın önünde bulunan Justinyanus heykelinin elinde bulunan Bizans’ın devamı için uğur sayılan dünya hakimiyetini elinde tuttuğunu düşünen kızıl küreyi ele geçirmektir,

Roma’daki St. Pierre Kilisesi’nin kubbesidir,

Kızılelma Viyanadır,

Kürşat için Çin sarayıdır,

Güneşin doğduğu yerden battığı yere kadar olan tüm cihandır, Cihana nizam verme ülküsüdür.

Kızılelma ulaşılması gereken bir yeri, fethedilmesi gereken bir beldeyi ifade ettiği gibi kimi zaman bir devlet kurma idealini, kimi zaman cihan hakimiyeti idealini, kimi zaman da Türk birliği idealini ifade etmiştir.

Ömer Seyfettin, Ordu nereye yönelirse Kızılelma oradır düşüncesini savunur. Ordunun yönünü çevirdiği, padişahın fethetmek  istediği herhangi bir yerdir. Kızılelma, Türk askerinin devletine ve padişahına bağlılığının sembolüdür. Kızılelma, Allah’ın ve onun gölgesi olan padişahın Türkleri götürmek istediği, götüreceği yerdir. Böylece zafere bir kader duygusu da katarak ordunun manevi gücünü artıran, seferler sırasında askerlerin motivasyonunu sağlayan bir kavram olarak ele almıştır.

Zeytin Dalı operasyonuna giden Türk askerini, Ergenokandan çıkan atalarına  bağlayan ortak tarihin ortak ülküsüdür, Kızılelma.

Ziya Gökalp için Kızılelma ise; Paris’te eğitim gören Bakü’lü zengin bir ailenin kızı Ay Hanım’ın iyi bir eğitim alarak Kızılelma’nın hayalden hakikat durumuna geçmesi için Turan’da okullar açarak eğitime önem verip Türk kimliğine sahip çıkan bir gençlik yetiştirmenin gerektiğidir. Yani ideolejiktir ulaşılmak istenen Kızılelma Türk birliğidir, birliğin adı Turan’dır. O sebeple Kızılelmayı anlatmak için;

Vatan ne Türkiyedir Türklere, ne Türkistan
Vatan, büyük ve müebbet bir ülkedir: Turan

demiştir.

Peki günümüzün Kızılelması varmıdır? Olmalımıdır?

Bi kere şu bilinmeli ki yazımın başında da değindiğim üzere Kızılelma Ergenekondan bu yana milletimizin gönlündedir ve herzaman kor halinde yanmakadır, üzeri tozlanbilir küllenebilir lakin kor ateş hiçbir zaman sönmez o sebeple her dönemin kendine has Kızılelmaları vardır ve mutlaka olmalıdır.

Kızılelma Türk milletinin ülkü birlikteliğinin adıdır fakat bunu içselleştirebilmek için kişide millet olma bilinci en önemlisi milli şuuru olmalıdır bunlardan yoksunsanız Kızılelma sizin için pazarda satılan kırmızı elmadan öte bişey değildir.

İsmail Gaspıralı bey Kızılelma’yı ‘’Dilde,Fikirde İşte birlik’’ sözü ile özetlemiştir. Ziya Gökalp’ın Kızılelma hayaliyle örtüşen bu durumun hayalden hakikat durumuna geçme zamanı gelmiştir. Türk milleti günümüzde Avrupayı’da, Amerikayı’da, Arap dünyasını’da görmüştür. Bizim için ideal olanın gönül coğrafyamızın gönlümüzdeki yerinin tescillenmesidir yani Türk birliğinin sağlanması Turan ülküsü için harekete geçilmesi gerekliliğidir.  Bunun için şartlar da, milli reflekste hazırdır Türk milletinin Kızılelma için yola koyulma zamanı gelmiştir.

Kızılelma günümüzde Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kendi milli tankını, kendi milli uçağını, milli uydusunu, milli yazılımlarını üretmesidir. İlimde, fende, teknolojide yaşamın her alanınında milli olmasıdır. Çok şükür bu alanlarda adımlar atılmış epey yol yürünmüştür devamı gelecektir, Kızılelma’ya muhakkak varılacaktır.

 

Sosyolog

Aytekin AKKURT