Referandum kampanya süreci başladı taraflar eylem ve söylem yöntemlerini az çok belirlediler. Görülen o ki siyasi partiler içerisinde MHP camiası sancılı bir dönem geçirecek. Parti genel merkezi ve liderinin yeni anayasayı yapan durumda ‘EVET’ cephesinde olması ve bu durumu kabul etmeyen malum genel başkan adayları arasında yaşanan çekişme en üst perdeden duyulur haldedir.
Malum genel başkan adaylarının gerçekten bu anayasa ile alakalı çekincelerimi var da hayır diyorlar, yoksa fırsat bu fırsat genel başkanı yıpratalım hem de bu süreçte parti içerisinde ki taraftar sayımızı artıralım diye mi düşünerek hayır diyorlar bilemem niyet okuyucu değilim, kimsenin de yüreğindekini görebilecek durumda değilim. Tam olarak budur diyebileceğim kesin kanaatim yoktur, olmaz olamaz, haddim de değildir. Filizlenip yetişip geldiğim gelenekte ki hiçbir büyüğüme kardeşime kem söz söyleme, kötü niyet besleme gibi bir yanlışa da asla düşmem. Lakin parti içerisinde yaşananları ve gözlemlerimi çok derine inmeden paylaşmak istiyorum.
Konunun ilk tarafında Genel Başkan hareketin lideri Dr. Devlet Bahçeli bulunmakta, Ülkücü hareketin ideolojik kurumsal karakteristik özellikleri ve genel başkanın şahsi karakteristik özellikleri bir araya geldiğinde parti mensuplarının omuzlarında bazen ağır yük, bazen anlaşılmazlık, bazen sorgulanamazlıklar yüklenir. Gerçi hareketin başı dik mensuplarını da yönetmek kolay değildir.
Diğer yandan Devlet adamıdır Devlet Bey, Devletinin Milletinin başı sıkıştığında yol başçısıdır Devlet Bey, paraya tamah etmez maaşını hiç almadan öğrencilere bağışlar Devlet bey, hazineden alınan parti yardımını son kuruşuna kadar harcamak için çaba sarfetmez parayı idareli kullanır, kalanını hazineye bu fazla der geri öder Devlet bey, siyasette ki muradı her ne pahasına olursa olsun sadece iktidar olmak da değildir.
Siyaset kilitlenip dış müdahaleler olunca ülkeyi millete emanet etmek için seçim der Devlet bey, TBMM seçimlerinde, Cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki 367 dayatmasında, türban konusunda, Suriye, Irak tezkere konusunda, 15 temmuz alçak darbe girişimi konusunda, yeni anayasa konusu ve çoğaltılabilecek örneklerde olduğu gibi toplumu, devleti, milleti ilgilendiren her konuda kim ne der ne demez diye düşünmeden her zaman Devletinin yanındadır Devlet bey. Elbette ki liderleriyle birlikte başı dik mensupları içinde Devletin bekası her şeyin üzerindedir.
Ülkemizde yaşanan gelişmeler, siyaset alanın da ki değişimleri de beraberinde getirir. 15 Temmuz gibi alçakca yapılan olağanüstü bir durumu anlayamayıp 15 temmuz sonrasını, 15 temmuz öncesi gibi yorumlar, yaşarsanız yanlış yaparsınız.
Velhasıl Devlet bey yaşanan bu tarihi gelişmeyi görüp yorumlayıp yeni siyasi manevralar geliştirmiştir. Doğru olanı yapmıştır.
Diğer yandan parti içerisindeki genel başkan adayları kendi düşündükleri gerekçeleri ile platform kurarak ‘Hayır’ kampanyası başlatmışlardır, lakin ne olursa olsun ne yaşanırsa yaşansın MHP tabanının yüzü her zaman teşkilatlarına ve genel merkezine dönüktür o sebeple platform grubunun girişim ve çalışmaları cılız kalacaktır. Referandum da MHP seçmeni genel merkezin adres gösterdiği EVET tercihinden yana olacaktır. Fakat benim şahsi kanaatim bu çalışmalar genel merkezle aralarında ki mesafeyi iyice açmış bir daha toparlama imkanı kalmamıştır. Muhalifler etrafında oluşan az ya da çok sinerji referandum sonrası sönmeyecek muhalifler oluşumu genişleterek yeni bir parti kuracaklardır.
Devletimizin bekası için, Tek Vatan, Tek Bayrak, Tek Devlet, Tek Millet için, yüzü liderine dönük Ülkücüler tereddütsüz işaret edilen ‘EVET’ adresinde toplanacaklardır.
Saygılarımla
Aytekin AKKURT
Sosyolog